İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (İRCİCA) Başkanı Prof. Dr. Cengiz TomarSuriye’de istikrarlı bir yapının kurulmasının Lübnan’ı ve bütün Arap dünyasını etkileyeceğini belirterek, “Suriye’de istikrarlı, halkın iradesine, eşit vatandaşlık anlayışına dayalı bir yönetim kurulabilirse bunun çok isabetli olacağını düşünüyorum. Aksinden Allah korusun” dedi.
Eskişehir Türk Ocağı’nda “Orta Doğu ve Suriye” konulu konferansta konuşan İRCİCA Başkanı Prof. Dr. Cengiz Tomar, Osmanlı Devleti’nin yıkılışının ardından bir türlü durulmayan merkezi İslam coğrafyasının (Orta Doğu) yeni bir dönüşümün eşiğinde bulunduğunu anlattı. “Değişim dönüşüm günleri, tarihi günler yaşıyoruz. Bir ay önce konuştuklarımız, şahitlik yaptıklarımız değişiyor” diyen Tomar, “Sovyetlerin apansız beklemeksizin dağılmasından sonra şimdi de ikinci bir benzerini Orta Doğu’da yaşıyoruz. Bin yılı aşkın bir süredir bu coğrafyadayız. Esasen 1450 yıllık İslam tarihinin 1200 yılı da Türk hakimiyeti ile geçti. Biz bu bölgenin seçkin aktörüyüz. Esasen bu bölgede değişim 19. yüzyıl sonlarından itibaren başladı. 19. yüzyılda bir paradigma değişimi oldu, imparatorluklar gitti yerine ulus devletler kuruldu. Kabaca baktığımızda 1918-1920 sonrası Orta Doğu’da pek çok ulus devletin kurulduğunu görüyoruz. Aslında İngilizler Şerif Hüseyin’e büyük bir Arap krallığı sözünü vermişlerdi. Halbuki şu anda bu bölgede sınırları emperyalistlerce düz bir şekilde çizilmiş Arap devletlerinin sayısı yaklaşık 25 ki, bunların hepsi de Osmanlının terk ettiği topraklarda kuruldu. Osmanlıların ardından kurulan Arap ulus devletleri kabaca 1950’lilerden itibaren bağımsızlıklarını elde etmekle birlikte soğuk savaş dikotomisi içerisinde ve genellikle soğuk savaşın kutupları tarafından desteklenen askeri-seküler darbeci liderler tarafından yönetildi. Ancak 1948’de kurulan İsrail ile yapılan savaşlarda sürekli yenilgiye uğrayan bu seküler darbeci liderlerin ideolojisi olan Pan-Arabizm ve Arap milliyetçiliği de zayıfladı. Tabii bir de bu dönemde uygulanan sosyal adaletsizlik, baskılar ve yolsuzluk gibi problemler halkları hem bu ideolojiye hem de liderlere karşı yabancılaştırdı. Bu bölgede yaşananların esas kaynağı Osmanlı’nın 20.yy’a kadar temsil ettiği mutedil, tasavvufa dayalı İslam anlayışının ortadan kalkması, bunun yerine radikal selefi Sünni ve radikal selefi Şii anlayışının o tarihten itibaren hakim olmasının yanı sıra diğer bir sebebi de 1948’de İsrail’in kurulmasıdır” ifadelerini kullandı.
“Yeni yönetim halkoyuna dayalı bir rejim kurulabilirse tüm bölge için bir ümit ışığı olabilir”
Prof. Dr. Cengiz Tomar, 1979 İran devriminin bölgedeki etkileri ve buna karşı Arap dünyasında ortaya çıkan radikal selefilik mücadelesinin, Orta Doğu’da daha dini niteliği ağır basan yapılanmaların ortaya çıkmasına yol açtığını belirterek şunları söyledi;
“1989’da Sovyetler Birliği’nin çökmesi bölgeyi daha ziyade ABD etkisine açık hale getirdi. Ancak bazı liberalleşme çabaları olmakla birlikte halk açısından değişen bir şey olmadı. En organize muhalefet hareketi olan Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) 1982’de Hama’da olduğu gibi ezildi. 2010 sonunda başlayan Arap Baharı isyanları ilk planda Batı ve ABD tarafından desteklenmekle birlikte daha sonra, Mısır örneğinde olduğu gibi, Müslüman Kardeşler ve benzeri yapıların iktidara gelmesi karşı devrimlerin desteklenmesine yol açtı. Suriye’de de aynı durum yaşandı. Ancak 2024 sonunda hiç beklenmedik bir şekilde Suriyeli muhaliflerin Şam’a ilerleyişi ve Esad rejiminin düşüşü, şayet yeni yönetim, eşit anayasal vatandaşlığı ve halkoyuna dayalı bir rejim kurulabilirse, tüm bölge için bir ümit ışığı olabilir.”
“Fırat’ın doğusu olmadan batısının yaşaması mümkün değil”
Tomar, “Şu anda herkes Trump’ın gelmesini bekliyor. Trump ne diyecek? Toprakların yüzde 29’unu elinde tutan PYD’ye silahlarınızı bırakın ve yapının içinde yer alın mı diyecek, yoksa aksi mi? Esasen Fırat’ın doğusu olmadan batısının yaşaması mümkün değil. Bütün enerji kaynakları doğu da olduğu gibi, su kaynakları da doğu da. Bu sorunun cevabını 20 Ocak’tan sonra duyacağız. Suriye’de istikrarlı bir yapının kurulması Lübnan’ı ve bütün Arap dünyasının etkiler. Çok kritik bir aşamadayız. Suriye bir turnusol kağıdı gibi, kurulacak istikrarlı, halkın iradesine, eşit vatandaşlık anlayışına dayalı bir yönetim kurulabilirse bunun çok isabetli olacağını düşünüyorum. Aksinden Allah korusun” dedi
Program, Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın Tomar’a plaket takdimi ile sona erdi. – ESKİŞEHİR
Haber Kaynak : SONDAKIKA.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
05 Ocak 2025SPOR
05 Ocak 2025GÜNDEM
05 Ocak 2025SPOR
05 Ocak 2025SPOR
05 Ocak 2025GÜNDEM
05 Ocak 2025GÜNDEM
05 Ocak 2025